Ramazan ayı ve insan ruhunun gelişmesi

IQNA - Ramazanın nuru toplumumuzu gerçekten aydınlatırsa, zihinleri arındırır ve adeta insanın yeniden doğuşunu sağlar.

İlişkiler ve içinde bulunduğumuz koşullar dahil olmak üzere dünyamızın belirli yönlerinin büyümemize katkıda bulunduğunu anlamamız önemlidir. Toplumdaki pek çok yasa belirli bir amaç için oluşturulmuştur. Ancak bu yerleşik normlardan bazıları kalkınmaya köprü görevi görmektedir. Hal böyleyken bazı ameller insanın gelişimine açılan bir kapı gidir. Örneğin insana dini emir olarak farz kılınan amel ve ibadetler bireyleri gelişimsel nimetlere ulaştırır. Onların yolunu hakikatle aydınlatır.

Bu yüzden Ramazan ayında oruç tutarken, iftar ederken dua ve niyazda bulunurken bu mübarek ayın uygulamalarında  pek çok sır ve bereket gizlidir. Uyumak, nefes almak gibi sıradan görünen faaliyetler bile kulluk ve oruç ruhuyla yapıldığında ibadet sayılır.

Öğle ve akşam yemekleri doğanın ve insan vücudunun gıdası iken iftar ve sahurda yenen yemek insanın melekûti ve ruhsal gelişime doğru bir adımdır. İftar ve sahurda yemek normal bir yemek gibi görünse de iftar ve sahur sıfatını taşıdığı için insanın ilahi yönleriyle ilgili bir itibara dönüşür. Bu yüzden insan ruhunu arındırarak daha fazla nur ve maneviyattan faydalanmasına temel hazırlar. Buna sahurda iftarlarda bu ay boyunca tavsiye edilen ve okunan dualarda dahildir.

Ramazan ayı tevhit ayıdır ve gereksiz yere zihinde kalan, çatışmalara neden olan kaygı ve üzüntülerin bir kenara bırakıldığı aydır.

Modern dünyanın karmaşıklıkları, sosyal ve kültürel sorunları karşısında son derece savunmasız hale gelen insan için Ramazan ayı kişisel, sosyal ve kültürel sorunlardan bir süreliğine de olsa kurtulma fırsatıdır.