IQNA

İmam Hüseyin (a.s) hareketinin toplumun elitleri hakkındaki büyük dersi

9:04 - August 08, 2022
Haber kodu: 3476984
Aşura olayının büyük bir dersi, toplumun seçkin ve aydın insanlarının yöneticilere tabii olmamaları gerektiğidir. İmam Hüseyin (a.s) gibi bir elit, biat edip etmeme konusunda özgür olmalıdır. Elit ve seçkinlerine değer vermeyen bir hükümet sıradan insanlara da değer veremez.

Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Rahim Novbehar, Aşura olaylarını ve İmam Hüseyin'in kıyamını Iqna ile yaptığı bir röportajda analiz etti.

IQNA- İmam Hüseyin H. 61'de (10 Muharrem) neden kıyam etti?

Aşura kıyamında İmam Hüseyin'in (a.s) çoklu, hiyerarşik ve aşamalı hedeflerine değinmek çok önemlidir. Bu yüzden birçok araştırma bu konuya temerküz etmiştir. İmam Hüseyin hareketinin asıl nedeninin ne olduğunu bilmeliyiz. Sadece kendini feda etme gibi kategorilere vurgu, ileriye giden yol değildir. İmam Hüseyin (a.s.) hareketinde fedakarlık ve halk yararını, kişisel iyiliğin önüne koymak çok belirgin ve öğreticidir. Ancak kendini feda etmenin hangi sebeple veya hangi konularda yapıldığı açıklığa kavuşturulmadan konunun önemi açıklanmayacaktır. İmam Hüseyin gibi bir insanın canını feda etmeye değecek olan şey ne idi?

Bu nedenle, amaç veya hedeflere değinmek önemlidir ve hatta açıklanmalıdır ve sadece İmam'ın (a.s) amacının iyiliği emredip kötülükten men etmek olduğunu söylemek yeterli değildir. İyiliği emredip kötülükten sakındırmak, pek çok fiil için geçerli olan kapsamlı bir başlıktır. İmamın hareketinin özü, iyiliği emredip kötülükten alıkoymak veya ümmeti ıslah etmek olduğu doğrudur, peki neydi o büyük kötülük?

Hilafet sisteminin monarşiye ve imparatorluğa dönüştürülmesi, ekonomik ve siyasi yolsuzluk, Hz Ali’ye bağlı olan herkesin zulme uğraması, mal ve can güvenliğinin olmaması, muhaliflerin öldürülmesi ve idam edilmesi gibi şeyler, halkın rızası olmaksızın insanlara hükmetmek ve toplumun seçkinlerini tutuklama, tehdit ve rüşvetle susturma, İmam Hüseyin’in (a.s) kabul etmediği Emevi sisteminin kusurlarından biriydi.

IQNA- Emevilerin düzenlediği savaşın ve suçun ortasında, İmam Hüseyin’in (a.s) “ Dininiz yoksa bari dünyanızda  özgür insanlar  olun’’  dediği rivayet edilmiştir. Bunu nasıl analiz edersiniz?

- Bu açık ve örtülü imadır ki  belirli bir dine bağlı olmak, bazı şeyleri yapmak ve bazılarını terk etmek için şart değildir. Eğer birçok durumda insan vicdanının aynı deruni çağrısı duyulursa, bu yeterlidir. Ahlaki değerlerin öncelikleri vardır. Örneğin doğru söylemek dinden önce varolan bir değer sayılmaktadır. Bununla birlikte, din onu vurgular veya akıl tarafından bilinmeyen yönlerini açıklar.

Bir insanda aşağılık ve eksiklik hissi olmazsa özgürlük hissi bazı şeyleri yapmasına izin vermez, sanki hürriyet ve kölelikten kurtuluş hissine sahipmiş gibi, bazı şeyleri yapmayı kabul etmez. Allah korusun, bir toplumda din, ahlak ve ahlak anlayışı olmazsa bu durumda ne iç ve nede dış peygamberlerin hiçbir rolü yoktur ve bu da insanın ve toplumun ölümü anlamına gelir. O Hazret şöyle söylüyor: ‘Dindar değilseniz ve ahiret günü için kaygınız  yoksa bari özgür olun’ , yani insan hürriyeti ve onuru bazı işleri bırakmaya yeter.

Bazen İmam Hüseyin'in (a.s) hareketinin tahlilinde sadece özgürlük boyutu, sadece deruni kısıtlamalardan kurtulma gibi açıklanıyor halbuki İmam Hüseyin'in eyleminin önemli yönünün aşireti hükümet, ferdi , grup ve Emevi istibdat yönetimine karşı mücadele olduğu unutuluyor.Toplum büyüklerinden ve seçkinlerinden zorla bağlılık yemini almak büyük bir sapkınlıktır ki İmam (a.s) buna karşı savaşmak için canını verdi. İmam (a.s) insanlığa özgürlük ve özgürlüğü istemeyi eşzamanlı olarak  öğretmiştir. Bu iki özgürlük kavramından hiçbiri eksik sayılmamalıdır çünkü bu iki özgürlük türü birbirleriyle ilişkilidir. İstibdat ve zulüm  ile yönetilen bir toplumda özgürlük ruhu ve insan onuru doğal olarak azalır. İstikbar ve otoriter sistemler genellikle insanları aşağılayarak onları kendilerini takip etmeye zorlar. Aynı halde özgürlük ve dindarlık arzusu zayıfladıkça özgürlük isteme uygusu da zayıflar.

3991368

captcha