IQNA

İlâhî Elçilerle davranışlarında insan toplumlarının ortak özellikleri

8:57 - August 07, 2022
Haber kodu: 3476978
Allah'ın emriyle tarih boyunca birçok peygamber insan topluluklarına hidayet ve rehberlik etme görevini üstlenmiştir.

Araştırmalar, farklı insan toplumlarının yaşamlarının tarihi ve coğrafyası birbirinden farklı olsa da, ilâhî peygamberlere karşı davranış biçimlerinin ve kaderlerinin ortak noktalara sahip olduğunu göstermektedir.

Hûd Suresi'nin 1ila 24. ayetleri, ilâhî peygamberlerin bulunduğu ve insanları yönlendirdiği farklı toplumların özelliklerini anlatır. Bu toplumlar tarihsel olarak farklı dönemlerde olsalar da önemli ortaklıklara sahiptirler.

Söz konusu ayetler arasında Nuh, Hud, Salih, İbrahim, Şuayb ve Musa'nın da aralarında bulunduğu altı ilahi peygamberin insanları nasıl hidayete erdirdiklerine dair örneklere rastlıyoruz.

Bu toplulukların daha yakından incelenmesi, sabreden ve iyi işler yapanların başarılı olacağını ve bu tür eylemlerin eksikliğinin sonunda umutsuzluğa ve öfkeye yol açacağını ortaya koymaktadır.

Bu toplumlarda iki grup birbirlerinin zıddıdır ve  zaman zaman aralarında çatışmalar olmuştur. Bu toplulukların her birinde iki karşıt grup vardır; biri peygamberlerinin söylediklerine uyan ve saadete ulaşan bir topluluk, diğeri ise peygamberlerin hidayet ve dliderliğini dünyevi istek ve amellerine tercih eden batıl akımlar olarak  değerlendirdiler.

İlâhî Peygamberlerin kendi toplulukları arasında üzerinde durdukları ilk nokta, Allah'ın bir olduğu ve sadece bir Allah'a ibadet edilmesi gerektiğidir. İkinci nokta ise  gaflet ve bilgisizlikten dolayı Allah'tan kendilerini bağışlamasını istemektir. 

İlâhî liderler ve onların takipçileri her zaman umutludur hiçbir koşulda umutlarını kaybetmezler. Bu umut, onların Allah'a olan güçlü inançlarından ve O’nun desteğinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle zorluklarla karşılaştıklarında Allah'ı zikretmekle huzur bulurlar ve sıkıntılardan geçmek için sadece O'na ümit bağlarlar.

Bu toplulukların bir başka özelliği de, Allah'a ve elçilerine inananların, yaptıklarına dair güçlü delillere sahip olmaları, ancak muhalefetleri, çoğu zaman yaptıklarına açık gerekçeler sunamadıkları için körü körüne taklit ve itaat içinde olmalarıdır.

Bu insanların akıbetiyle ilgili önemli bir nokta da, peygamberlerin takipçileri ilâhî cezadan kurtulurken, yanlışı takip eden batıl gruplar acı bir şekilde helak olmaktadır.

Kur'an-ı Kerim başta olmak üzere dini kitaplarda farklı toplumların kaderinin anlatılması, insanların geçmişten ders almaları ve tecrübe kazanmaları içindir. Ayrıca geçmişin tarihini inceleyerek dünya hayatının bir hedef doğrultusunda ilerlediğini beyhudelikten uzak olduğunu öğreniriz. 

3966987

captcha