IQNA

"Yaşadığım en önemli zorluk ebrunun ne olduğunu anlatmak"

10:31 - March 02, 2022
Haber kodu: 3475552
Alparslan Babaoğlu hayatını ebru sanatının korunmasına ve tanıtılmasına adamış Türkiye’nin en önemli ebru sanatçılarındandır.

Alparslan Babaoğlu Ünlü Ebru Sanatçısı Alparslan Babaoğlu Uluslararası Kur'an Haber Ajansı (IQNA)’nın sorularını samimiyetle yanıtladı.

Hocasından devraldığı bu sanatı, aslına uygun olarak yaşatan Babaoğlu, “Yaşadığım en önemli zorluk topluma ebrunun ne olduğunu anlatmaktır” dedi.

Röportajın tam metni:

1 - Lütfen kendinizi tanıtabilir misiniz? Ebru sanatı ile nasıl tanıştınız?

İsmim Alparslan Babaoğlu. 1957 senesinde Ankara'da doğdum. Üniversite eğitimimi İngiltere'de Manchester Üniversitesi'nde 1979 senesinde tamamladım ve Elektronik mühendisi oldum. 1980 senesinde de aynı üniversiteden yüksek lisans derecemi alarak Türkiye'ye döndüm. 2011 senesine kadar çeşitli kamu kurumlarında ve özel sektörde araştırma mühendisliği ve yöneticilik yaptım ve kendi isteğimle emekliliğimi isteyerek ebru ile ilgilenmeye başladım.

Ebru ile 1984 senesinde bir arkadaşımın evinde tanıştım. Bu sanatın Üsküdar'da yaşayan yaşlı bir beyefendi olan Mustafa Düzgünman tarafından icra edildiğini, o vefat ederse bu sanatın kaybolacağını öğrenince kaybolmasın diye ebruya başlamaya karar verdim. 1985 senesinde Mustafa Düzgünman ile tanıştım. Beni talebeliğe kabul etti ve 1979 senesinde de ebru sanatının öğretilmesi ve icrası konusunda icaze verdi. 1980 senesinde de kendisini kaybettik. O tarijhten bu yanan. hocamın çizgisinde ebru yapmaya ve osndan öğrendiklerimi gençlere aktarmaya devam ediyorum.

2000 senesinde ebru tarihi ile ilgili araştırmalar yapmak amacıyla İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde doktoraya başladım. Derslerimi bitirdim, yeterlilik sınavının da geçtim şimdi tez yazma aşamasındayım.

Yurt içi ve yurt dışında sayısız karma sergiye katıldım. Birçok kişisel sergi ve atölye çalışması gerçekleştirdim. Bir dönem Marmara Üniversitesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültelerinde ebru dersleri verdim. Halen Klasik Türk Sanatları Vakfı'nda gençlere ebru öğretiyorum.

Kültür Bakanlığı 2013 yılı Kültür ve Sanat Büyük ödülü ile 2021 senesi UNESCO Yaşayan İnsan Hazinesi ödülü sahibiyim.

2 – Ebruda hangi yöntemleri kullanıyorsunuz? Ayrıca hangi resimleri çizmek sizin için öncelik taşıyor?

Ben ustamdan gördüğüm klasik yöntemleri kullanıyorum yani tabii melzemelerle ve geleneksel desenlerle ebru yapıyorum. Ebrunun temeli hiçbir müdahalede bulunulmayan battal ebrudur. Zaten sanat tarihçilerinin söylediklerine göre ebru ismini almasının sebebi de battal ebrudaki buluta beznetilen şekillerdir. O nedenle gerçek ebru olarak nitelendirdiğim battal ebruyu çok önemsiyor ve yapıyorum. Bunun dışında hüsn-i hat levhaların pervazlarında kullanılsın diye hatip ebrusu tabir edilen ebru çeşidini ve kitapların cildlerinde yan kağıdı olarak kullanılması amacıyla çiçekli ebrular yapıyorum. Ancak burada bir hususu önemle belirtmem lazım.

İslamiyetin ilk yıllarındaki tasvir yasağı nedeniyle şekillenen süsleme geleneğimizde kullanılan bütün desenler üsluplaştırılmış yani stilize edilerek iki boyuta indirgenmiştir. Bu nedenle ebruda yapılan çiçek tasvirleri de bu zamana kadar hep üsluplaştırılarak iki boyutta ifade edilmiştir. Yani bir çiçeğin içi gösterilmez ona derinlik verilmez. Bugün buna uyan ebrucu sayısı çok az maalesef ancak ben bu geleneği korumaya ve öğrencilerime de öğreterek yaşatmaya çalışıyorum.

3 – Ebru'nun Türkiye ve İslam dünyasındaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz.

Ben ebru çalışmaya başladığım yıllarda ebru ile ilgilenen insan sayısı bir elin parmakların geçmiyordu. Bugün bu sayı binlerle ifade ediliyor. Tabii her ilgileneni ebrucu saymamak lazım bunların büyük bir kısmı ebru tekniği ile ebru dışında işler yapıyor ama yine de durum eskiye nazaran sevindirici en azından toplumda ebru artık biliniyor.

İslam dünyasında da ebruya ilginin eskiye nazaran fazla olduğunu söyleyebilirim. Bunu davet edildiğim sergilerin artması nededniyle söylüyorum. Eskiden islam ülkelerinden hiç davet almıyorken son senelerde sergi için davetler almaya başladım. Bu da ebrunun islam ülkelerinde de bilinmeye başladığını gösteriyor.

4 – İslam dünyasındaki diğer ebrucuları da takip ediyor musunuz? Hangilerini daha çok beğeniyorsunuz?

İslam dünyasında birkaç kişi dışında çok fazla ebrucu yok maalesef. Birleşik Arap Emirlikleri'nden birkaç kişi var bunlardan birisi benim öğrencim. İran'da ebru yeniden canlanmaya başladı bir İran'lı ebrucu da bir dönem benim öğrencim oldu. Bu ebrucular doğru ve estetik ebru yaptıklarında beğeniyorum isim vermek yanlış olur.

5 – Bir ebru ustadı olarak bu alanda yaşadığınız en büyük zorluklar nelerdir?

Estağfirullah . . . Yaşadığım en önemli zorluk topluma ebrunun ne olduğunu anlatmak maalesef. Toplumda suyun üzerinde yapılan her şeyi ebru olarak nitelendirmek gibi bir alılşkanlık var bu yanlış. Ebru da aynen karakalem, suluboya, yağlıboya gibi bir boyama tekniği ve bu tekniği kullanarak ebru da yapabilirsiniz resim de. Ebru tekniği kullanılarak yapılan resimlerin ebru olarak isimlendirilmesinden rahatsız oluyorum ancak bu konuda insanları bilinçlendirmek konusunda çok zorlanıyorum çünkü suyun üzerinde resim yapmak insanlara çok cazip geliyor ve bunu ebru olarak isimlendirdiklerinde daha önce ebruda yapılmayanı yaptıklarından ebruyu tekamül ettirdiklerini, ebruda yenilik yaptıklarını düşünüyorlar ve bunu sonucu olarak da yaptıkları resimleri ebru olarak isimlendirmeye devam ediyorlar. Bunların sayıları da maalesef fazla olduğundan yaptıkları bir şekilde toplumda karşılık buluyor ve insanlara cazip geliyor çünkü teknik olarak zor bir iş. Bunların ebru değil ebru tekniği ile yapılmış resim olduğunu anlatmak zorlandığım konuların başında geliyor.

Muhabir: Murtaza Kerimi

captcha